7 Ocak 2010 Perşembe

PINARBAŞI’NIN HİKÂYESİNİ FOTOĞRAFLARLA YAZMAK


Bir hikâye yazalım.
Evvel zaman içinde diye başlayan.
Diyelim ki bir milyon yıl önce olsun zamanı, bu öyküyü fotoğraflamak isterseniz gelin Sorkun Yaylası'ndaki Ilgarini Mağarasına.
İçindeki sarkıt ve dikitleri fotoğraflayın, çektiğiniz kare bir milyon yıl yaşında bir oluşumun fotoğrafıdır
Alın elinize bir taşı ve fotoğraflayın.
O taşta muhtemelen milyonlarca yıllıktır.

Ilgarini mağarasında duvarları fotoğraflayın. O karede 20.000 yıl önce yaşamış olan ilk insanın hikâyesine tanık olan duvarları fotoğraflamış olursunuz.

Devrekâni Çayının, Kanlı Çayın coşkun sularının, Valla Kanyonunda kayalara yaptığı eşsiz tabloları fotoğraflarsanız her bir kıvrımında milyonlarca yıldır anlatılan ve halen süren bir hikâyeyi de fotoğraflamış olursunuz.

Ilıca Şelalesinin fotoğrafını çektiğinizde ise, yüzlerce km ötede bulutlardan süzülen bir damlanın 15 metreden özgürce süzülüşünün hikâyesini fotoğraflamış olursunuz.

Horma Kanyonunda doğal gölcükleri, su kanallarını fotoğraflarsanız, binlerce yıl önce değirmenlere su getirmek için yaşanan mücadeleyi fotoğraflarsınız.

Pınarbaşı’nın etrafını saran ormanların fotoğrafını çekerseniz, o ormanlardaki Yaşları
500–1000 arasında değişen binlerce çam, meşe, köknar, kayın, gürgen, çınar ve şimşir ağaçlarını ve ilçemize özgü yüksek nemden dolayı oluşan yosunları fotoğraflamış olursunuz.

Ve insanları,
Folklorik kıyafetleri süs diye değil günlük kıyafet olarak giyen insanlarımızı fotoğraflarsınız kurgu değil gerçek insan öykülerini fotoğraflamış olursunuz.

Gelin hep beraber bu hikâyeleri fotoğraflarla yazalım.
Makinelerde bilgisayarlarda kalmasın bu hikâyeler.
Mayıs ayında; Pınarbaşı’nda
Park Ilıca tesislerinde, yakılan kamp ateşinin karşısında, serin bahar rüzgârlarının Ilıca şelalesinin sesini taşıdığı o yerde,
Halı diye ayağınızın altına serili çimlerin üstünde,
Makinelerinizle yazdığınız bu hikâyeleri bizimle paylaşmak ister misiniz?

Biz dinlemeye hazırız.
Siz;
Fotoğraflarınızla küçük bir öykü anlatmak isterseniz,
Benim de bir hikâyem olsun diyorsanız,
Bir dağın, bir dalın, bir suyun, yüze yansıyan bir kırışıklığın, bir gülümsemenin, hikâyesini anlatmak isterseniz,
Pınarbaşı sizi bekliyor.
Bekliyoruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder