11 Temmuz 2010 Pazar

15.CİDE RIFAT ILGAZ SARI YAZMA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ



























































(Ne iyi etmiş de, anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş!)

...

Al paçalıklı sırtı küfeli,

Başı çifte çifte sarı yazmalı

Siler gibi alın terini çevrene

Bu kara yazıyı alnından silip

Kendi öz yazını, kendin yazmalı!

Şair Rıfat Ilgaz'ın kasabasında, Cide’deyiz.

15. Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali açılışı yapılıyor. K.Ü.Rektörü, Kaymakam, Belediye Başkanı ve Cide Halkı meydanındayız.

Konuşmaların ardından Sarı Yazma oyunu oynayan kızların gösterileri ortamı hareketlendiriyor.

Kalabalık dağılınca Cide sokaklarını arşınlamaya başlıyorum.

Bu kentin her köşesine büyük ustanın ismi kazınmış. Mührü vurulmuş. Cide ve Rıfat ILGAZ birbirini tamamlayan iki hecelik bir şiir olmuş.

Şimdi bu şiiri, bu şiirden kasabayı geziyorum.

Şiirin dizeleri bazen sokağa taşan bir meyve ağacı, bazen bir merdiven başı, bazen bir martının çığlığı oluyor. Hani Ustanın şiirinde anlattığı martı var ya belki o martıdır diye gagasına bakıyorum taşıdığı bir tohum var mı diye.

"Martıların düşürdüğü tohumdan,

Filizlendiğine inandığım kasabamız.

Yosun kokardı evleri,

Çarşıları midye kokardı.

Sahilde beni bir sürpriz bekliyor. Deniz son yağmurlardan olacak, kahverengi ve çamurlu bir görüntüsü var. Dalgalar desen adam boyu. Zaten sahilde ki birkaç meraklıdan başka da kimse denizle ilgilenmiyor. Bu durum niye böyle dediğimizde cevabı yine büyük ustanın kitabında buluyorum.

“Cideli hiçbir zaman bu Karadeniz'e ısınmamıştır. Bütün kötülükler hep denizden gelmiştir ona. Bu yüzden deniz kıyısına Cideli, köy bile kurmak istememiştir. Cide köyleri hep içerlek, hep yamaçlarda... Yalnız görünümüyle yetinmiş denizin, nimetlerinden kaçmakta yarar görmüş.. (*) Sarı Yazma/ Rıfat Ilgaz,/Çınar Yayınları, 11. Basım Şubat 2005/400 s.." (s.15)”

Akşam olmuş, etkinlikler sürüyor ama biz dönmek zorundayız.

Dağlı geçidini tırmanıyoruz.

Virajlı yollarda bir ara altta Cide’nin ışıkları görünüyor şöyle belli belirsiz
Ustanın son şiiri dudaklarıma kadar gelse de susuyorum.


Son Şiirim

Elim birine değsin

Isıtayım üşüdüyse

Boşa gitmesin son sıcaklığım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder