18 Şubat 2013 Pazartesi

ARZUHALCİ

ARZUHALCİ


Yaşlıydı…
Başında mavi bir kasketi vardı.
Sırtında rengi atmış üç düğmeli bir ceketi,
Kim bilir belki de siyahtı ilk rengi.
Boynunda bir kravat bağlıydı .
Yaz kış hiç çıkarmadığı.
...
Önünde bir daktilo,kendinle yaşıt.
Küçücük masasının üstünde birkaç kağıt.
İşte hepsi bu kadardı.
Emekli Adliye Katibinin eşyası.
...
Sokağın köşesinde bir tentenin altında,
Yaz kış görürdüm otururken masasında.
Bazen birkaç köylü olurdu başında.
Uzun uzun dinleyip,düşündükten sonra,
Yazardı o emektar daktilosunda.
...
Bütün esnaf sayardı. Severdi. Emekli Katibi.
Belki de kaybolan bir geleneğin son temsilcisiydi.
Her sabah hiç şaşmaz ,hep aynı saatte gelirdi.
Eskiydi.Soluktu ama tertemizdi,ütülüydü elbisesi.
Tıraşlı yüzü pırıl pırıldı.Daima gülümserdi.
Adını bilen pek yoktu ama tanırdı şehrin hepsi.
Akşam olunca itinayla toplardı masasını.
Daktilosunu uzun uzun okşar sevgiyle kapatırdı.
Yavaş adımlarla giderken evine herkesi selamlardı.
...
Bir sabah gelmedi boş kaldı masası.
Hastaymış dediler,büyükmüş derdi.
Çok değil aradan birkaç gün geçti.
Masada bir daktilo üzerinde bir kağıt..
“Satılık antika daktilo”
...
Biliyorum şehir aynı şehir ama…
Eksik bir şeyler var.
Bu şehrin sokaklarında…




       



Cebrail KELEŞ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder