1960’yıllarda Daday’da Mehmet ve Hüseyin ÇEVİK mütevazı bir ekmek fırını açarlar. Babalar oğullar, kardeşler, çocuklar kısaca klasik bir aile işletmesidir.
Fırıncılık ise ata mesleğidir.
Memiş Usta Fırını açar. Ekmekler yapar.
Yıl 60’lı yılların ortasıdır.
Ekmek yapmaktan arta kalan zamanlarda arada birde eş dost için etli ekmek yapar.
Ustadır bu işte Mehmet. Bir başka lezzet katar etli ekmeğe.
Artık Daday’da Memişin yeri diye bir yer vardır. Ve etli ekmeği ile meşhurdur.
Mehmet ÇEVİK git gide tanınır. Ama ismiyle değil lakabıyla.
Adını herkes unutmuştur.
Kısaca Memiş Usta derler. Daday’da küçük büyük herkes onu bu isimle tanır.
Uzaklardan bile sadece etli ekmek yemeye Daday’a gelenler olur.
Fırında artık siparişlere yetişemeyince üst katı etli ekmek salonu olarak açar.
Burası Daday’a yolu düşenin muhakkak uğradığı bir mekândır artık.
Memiş artık bir markadır.
Ailenin sonraki kuşağı bu ismi kendilerine soyadı olarak alırlar.
Memiş usta etli ekmeğin lezzetindeki sırlarını kendinden sonraki kuşağa aktarırken, lakabını da marka olarak geleceğe taşır.
Bu günlerde bizim de yolumuz düştü Daday’a.
Öğle vakti olmuşken kendimizi Memişin yerine çıkan dar ve dik merdivenlerde bulmuştuk bile.
İçeride arkadaşlar masada etli ekmeklerini beklerken ben fırının önünde oklavasının başında hamur açan Naim usta ve diğer çalışanlarıyla kısa bir sohbet gerçekleştirdim.
Ailenin şimdiki temsilcisi Naim Usta’ya sordum.
-Nedir bu lezzetin sırrı diye.
Elinden oklavasını bırakmadan gülümsedi, mütevazı bir şekilde şöyle cevapladı.
-Temizlik, titizlik, tertip dedi ve işine devam etti.
Kalabalık bir masada aynı soruyu bu kez etli ekmek yiyenlere yönelttim. Bu soruya herkes farklı farklı cevaplar verdi.
Kimi
-Etindendir
Kimi,
-incecik hamurundadır.
-Pişirilen taş fırındandır,
-Ustanın elinin lezzetindendir.
Dese de.
Sonunda bir ortak payda da buluştular.
Çok lezzetli bir etli ekmek olduğunda herkes hemfikir oldu.
Hey gidi Koca Memiş Usta.
Etli ekmeğin Daday’ın simgeleri arasında,
Lakabın senden sonraki kuşağın soyadı olmuş.
Ne mutlu sana.
Fırıncılık ise ata mesleğidir.
Memiş Usta Fırını açar. Ekmekler yapar.
Yıl 60’lı yılların ortasıdır.
Ekmek yapmaktan arta kalan zamanlarda arada birde eş dost için etli ekmek yapar.
Ustadır bu işte Mehmet. Bir başka lezzet katar etli ekmeğe.
Artık Daday’da Memişin yeri diye bir yer vardır. Ve etli ekmeği ile meşhurdur.
Mehmet ÇEVİK git gide tanınır. Ama ismiyle değil lakabıyla.
Adını herkes unutmuştur.
Kısaca Memiş Usta derler. Daday’da küçük büyük herkes onu bu isimle tanır.
Uzaklardan bile sadece etli ekmek yemeye Daday’a gelenler olur.
Fırında artık siparişlere yetişemeyince üst katı etli ekmek salonu olarak açar.
Burası Daday’a yolu düşenin muhakkak uğradığı bir mekândır artık.
Memiş artık bir markadır.
Ailenin sonraki kuşağı bu ismi kendilerine soyadı olarak alırlar.
Memiş usta etli ekmeğin lezzetindeki sırlarını kendinden sonraki kuşağa aktarırken, lakabını da marka olarak geleceğe taşır.
Bu günlerde bizim de yolumuz düştü Daday’a.
Öğle vakti olmuşken kendimizi Memişin yerine çıkan dar ve dik merdivenlerde bulmuştuk bile.
İçeride arkadaşlar masada etli ekmeklerini beklerken ben fırının önünde oklavasının başında hamur açan Naim usta ve diğer çalışanlarıyla kısa bir sohbet gerçekleştirdim.
Ailenin şimdiki temsilcisi Naim Usta’ya sordum.
-Nedir bu lezzetin sırrı diye.
Elinden oklavasını bırakmadan gülümsedi, mütevazı bir şekilde şöyle cevapladı.
-Temizlik, titizlik, tertip dedi ve işine devam etti.
Kalabalık bir masada aynı soruyu bu kez etli ekmek yiyenlere yönelttim. Bu soruya herkes farklı farklı cevaplar verdi.
Kimi
-Etindendir
Kimi,
-incecik hamurundadır.
-Pişirilen taş fırındandır,
-Ustanın elinin lezzetindendir.
Dese de.
Sonunda bir ortak payda da buluştular.
Çok lezzetli bir etli ekmek olduğunda herkes hemfikir oldu.
Hey gidi Koca Memiş Usta.
Etli ekmeğin Daday’ın simgeleri arasında,
Lakabın senden sonraki kuşağın soyadı olmuş.
Ne mutlu sana.
ah bir de yemek nasip olsaydı:))
YanıtlaSil