29 Mayıs 2013 Çarşamba

İSTANBUL NOTLARI 3

OBELİKS ve FARFARA İSTANBUL’DA




--Aloooooooo


-Farfara sen misin?

-Bakırköy’deyim gel beni kurtar.

Yardım istediğim kişi yabancı değil yakın bir dostum ve arkadaşım. Adı Emine Nurhan Tekin, kendisi Kimya mühendisi, fotoğraf sitelerinden tanıştığım ve yazıştığım bir sanal dost. Harika bir Kuş ve Doğa Fotoğrafçısı.

Asteriks adlı bir çizgi roman ise ortak ilgi alanımız. Ben O’nu çizgi dizideki Farfara’ya o da beni Obeliks’e benzetmiş öylelikle de kaldı. Bazen onunla konuşurken gerçek adını unutuyorum.

Bakırköy’ü buldum ama bu koca şehrin neresindeyim bilmiyorum. Karşıma gelen tabelaları okudum ve ben buradayım dedim. Sağa dön, sola dön, topla, düz gel, şurayı bul önünden ayrılma beni bekle dedi.

Tarif üzerine biraz zor da olsa buldum dediği yeri.

Hanım ve ben sanal olarak tanıdığımız ama gerçek hayatta hiç karşılaşmadığımız farfara’yı dediği yerde bekliyoruz. Biraz gecikince panik oldum. Telefon ettim.

Yakama kırmızı gül takayım mı beni nasıl tanıyacaksın dedim gerek yok dedi benim kuşlu elbisem ve ayakkabımdan zaten siz tanırsınız dedi.

Farfara geldi,

Kuşlu botları, güler yüzüyle pozitif elektriği ile adeta yeniden şarj olduk, o sinir ve moral bozukluğu bir anda geçti.

Beni denize götür dedim.

Gittik sahile.

Saat 11’e geliyor her taraf kapalı ama çay bahçesinin ışıkları sönse de masaları duruyor biz de oturduk bir masaya, birileri geldi kapalı mı dedik yoo açığız dedi.

Işıklar niye kapalı belediye belli bir saatten sonra müsaade etmiyor dedi.

Korsan çay bahçesi işletmecisinden korsan çay içtik.

Emektarında benimde dinlenmesi gerekiyordu

Apart otel bulduk her güzelin bir kusuru olur bunun da otoparkı yok.Yakındaki bir otoparka geceliği 15 TL’den emektarı bıraktık.

Kafamı yastığa koydum yorgunluktan sızmadan önce gözümün önüne iki sarı şey geldi.

Güneş hala batmamış anlaşılan dedim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder